Yani halk arasındaki "imitasyon, sahte, çakma mal vb.." yani orijinalinin bire bir (iktibas) veya benzeri (iltibas)..

Gelişen ve değişen dünyada bizler tüketim toplumları haline gelmekteyiz. Tüketilen de bir mal, ürün veya hizmet olunca rekabet kendiliğinden gelmekte. Haliyle bir sektördeki azılı rakiplerin kendilerini diğerlerinden ayırt edecek bazı farklılıklarının olması bu işin doğasındandır. İşte bu ise markadır.

Marka; bir şirketin imzasıdır. Tüketiciler almak istedikleri bir ürün veya hizmette tanınmış olan bir markayı gördüklerinde beyinleri onlara; "bu meşhur .... markası, çok kaliteli, bu sebeple diğerlerinin içinden bunu seç ve al" der. Bilinmektedir ki bu algıyı yaratmak o şirkete uzunca çalışma, zaman ve paraya malolmuştur.

Ancak bazı "uyanık fikirliler" herhangi bir markanın birebir veya ona benzeyen kopyasını üretir ve/veya pazarlayarak bundan gelir elde eder. Bu durum bir nevi hırsızlıktır, fikir hırsızlığı.. Devletler ise ekonominin can damarı olan şirketlerin marka haklarını korumak zorundadır ki işte bu da 556.Sayılı Markaların Korunması  Hakkında KHK'nın 61/A maddesinin ihlalini içermektedir.

İlgili madde "Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır" şeklinde zikredilmektedir. Aslında bu ceza her ne kadar ağır gibi görünse de ülkemizde pek caydırıcı değildir. Zira ülke genelinde neredeyse her markanın "çakmasıyla" karşılaşmaktayız.

Yani bu konu kanunlarımız marka için hukuki bir koruma sağlamakta ise de bu hakkın ihlalini yalnızca bilinçlenmek önleyecektir.

      Eskişehir Barosu Avukatlarından

Sayılır Hukuk Bürosu Yönetici Avukatı

                            Av.Kemal SAYILIR