HEKİMİN, TIBBİ MÜDAHALEDEN DOĞAN SORUMLULUĞU (KOMPLİKASYON & MALPRAKTİS AYRIMI)

 

Tıbbi müdahale, tıp mesleğini icraya yetkili bir kişi (hekim) tarafından, doğrudan ya da dolaylı tedavi amacına yönelik olarak gerçekleştirilen her türlü faaliyeti ifade eder. Daha kısa bir söyleyişle, tıbbi müdahale, hekimin tedavi amacına yönelik etkinlikleridir. Ancak tıbbi müdahalelerden ötürü ortaya çıkan zararlarda idarenin hizmet kusuru nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için ağır kusurlu bir davranış ile hareket edilmesi gerekmektedir.

 

Riskli, acil ve zorunlu müdahaleler bakımından ağır kusur şartının kabul edilmesi kamu yararına hizmet edecektir. Bu tür müdahaleler dışında kalan, olağan ve planlama/ düşünme imkânı bulunan tıbbi müdahaleler için ise basit kusurun varlığı sorumluluk için yeterli ve gerekli bir şart olarak kabul edilebilecektir. 

 

Ancak tıbbi müdahalenin hekim açısından sorumluluğu bakımından bir ayrım vardır ki bu da Komplikasyon ve Malpraktis arasındaki sınırda gizlidir. Bunları kısaca anlatacak olursak;

  • Komplikasyon (İzin Verilen Risk); tıbbi uygulamadaki riskler izin verilen risk çerçevesinde kaldığı müddetçe bunun adı komplikasyon (istenmeyen durum) olmaktadır. Komplikasyon olduğu hallerde tıbbi uygulama hatasından ve hekimin kusurundan ve dolayısıyla hekimin ve idarenin sorumluluğundan söz edilemez. Hukuken, yapılan bir hareket ne kadar zorunlu ise, izin verilen risk de o kadar büyüktür.
  • Malpraktis ise hatalı davranış veya görev ihmali sonucu bir yaralanmaya ya da zarara yol açmaktır. Bir başka tanım ile: “ hekimin hastanın standart tedavisini yaparken başarısızlığı, beceri eksikliği ya da ihmali nedeniyle zarar vermesi ” dir.

 

Bir hatalı tıbbi girişimin varlığından söz edebilmek için bazı hususların varlığı gerektiği gibi, hekimlerin, meslekleri ve uzmanlıklarıyla ilgili temel ve klasik bilgilere ve genel tıp kurallarına göre hareket etmeleri gerekmektedir. Aksi halde meslekte herkesin bildiği ya da bilmesi gereken bir konuda açık hata yaparsa sorumlu olur. 

 

Keza Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 1977/2541 Sayılı Kararında: “Hekim tıp verilerini yanlış ya da eksik uygulamışsa, mesleğinin gerektirdiği özel görevlere gereği ve yeteri kadar uymamışsa kusur var demektir” şeklinde zikretmiştir. 

 

Sonuç olarak hekimin, tıbbi uygulama hatasının bulunması halinde; idare hukuku kuralları uyarınca hizmet kusuru (hizmetin hiç işlememesi, kötü işlemesi) nedeniyle sorumluluğu bulunacağı gibi, Türk Ceza Kanununa istinaden taksirle öldürme veya taksirle yaralamadan dolayı da sorumlu tutulabilecektir.

                                                                      

Eskişehir Barosu Avukatlarından

    Sayılır Hukuk Bürosu Yönetici Avukatı

                               Av.Kemal SAYILIR

Eskişehir Web Tasarım